5018 Sayılı Kamu Kaynaklarının Verimli ve Etkin Kullanımı Kanunu
15.6.2021
Elektrik yangınlarını ve hasarlarını önlemek amacıyla kurulmuş olan derneğimiz ELYAK’ta elektrik konusunda yaşanabilecek arıza ve olası yangın risklerini önlemek amacıyla, var olan sorunları tespit ederek; varsa yönetmelikler çerçevesinde mevcut teknolojilerin uygulanmasını, sorunu çözecek teknoloji yoksa veya yerli değilse, 2011/13 tarih/sayılı yerli ürün kullanımı hakkında yayımlanan genelge ile belirlenmiş çerçevede Ar-Ge yapmakta/yaptırmaktayız.
2011/13 Yerli Ürün Kullanımı genelgesinde durum o kadar açık ve net ifade edilmiştir ki: Özet olarak, eğer bir ürün yada hizmet ülkemizde ihtiyaçsa ve bu yerli kaynaklarla yeterince ve gereği gibi çözülebiliyorsa, yabancı ürünleri işaret edecek bir şartname dahi hazırlanamaz, yabancı belgelendirme kuruluşlarından test istenerek yerli ürünler saf dışı edilemez.
Peki durum uygulamada böyle midir?
Elbetteki uygulamada durum böyle değildir. Kamu bürokrasisi bireysel çaba gösteren birkaç kişi dışında yerli ürün tercih etmek istememekte, ithalatçı firmalar dev işbirlikleri ile zararına satışlar yaparak yerli firmaların iflas etmesini sağlamaya çalışmakta ve sonuç olarak yerli ürün kalmayınca yabancı menşeili ürünleri fahiş fiyata satabilmektedirler.
Kanunlar ve kurallar herkesi bağlar ve kimse bile bile böyle bir risk alamaz. Bile bile dememin sebebi, bahse konu genelgenin neredeyse kimse tarafından bilinmiyor olması.
Konuyla ilgili askeri bir yetkili ile görüşme esnasında albay rütbesindeki komutan bana itiraz etti. Böyle birşey olabilir mi canım, o zaman yerli ürüne hapsetmiş olursunuz sistemi, kalite bozulur, adam istediği fiyata satar gibi birçok tez geliştirdi.
Ben de sadece askeri bir örnek verdim: Eğer siz İha ihtiyacına sahipseniz ve bu yerli imkanlarla yapılabiliyorsa, karşımıza Siha olarak hem daha etkili hem çok daha ucuza, hem de kendi istihbaratını başkasıyla paylaşmama özgünlüğü ile çıkar.
Bizzat Ar-Ge’sinde ve Ür-Ge’sinde Baş Mühendis olarak bulunduğum işimizden örnek verecek olursak; 03.12.2003 tarihli 25305 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Elekrik İç Tesisleri Proje Hazırlama Yönetmeliği”ne göre kullanılması gereken koruma tedbirlerinden, “Parafudr, darbe koruma düzenleri ve diğer aşırı gerilim sönümleyicilerin seçimi” maddesinin, yapılarda B veya B+C sınıfı parafudr kullanımı ile koruma yapılmaya çalışıldığı ve sonuçların elektronik kart yanmaları ve yangınlara engel olmadığı açıkça ortaya çıkmıştı.
Araştırmalarımız neticesinde, elektriğin temelinde var olan iki temel öğeden; akım ile ilgili tedbirler mevcut iken, gerilim ile ilgili tedbirlerin güç kaynağı ve regülatör gibi lokal ve asıl amacından uzak şekilde kullanıldığını tespit etmiş olduk..
Bunun üzerine birçok Bakanlık ve Genel Müdürlük ile iletişime geçip, durumu belge ve bilgileriyle arz ettikten sonra, Elektrik İşleri Şartnamesine “0,4kV LV panellerine (ana dağıtım panolarına) maksimum korumalı pano montajına uygun aşırı gerilim sönümleyicileri temin edilmelidir” ifadesi eklendi.
Bu ifade ve uygulama ile, aşırı gerilim sönümleyici ve yeni nesil parafudrların var olan tesislerde de hayata geçmesi durumunda;
• 21.12.2012 tarihli 28504 sayılı “Elektrik Dağıtımı ve Perakende Satışına İlişkin Hizmet Kalitesi Yönetmeliği”ne göre kullanıcı hatası olmayan herhangi bir elektrikli/elektronik cihazın zarar görmesi engellenecek, olası bir zarar durumunda ilgili dağıtım şirketi tarafından tazmini sağlanabilecektir.
• Yıldırım ve trafo patlaması dahil elektronik kartlar zarar görmeyecek ve aşırı gerilim kaynaklı yangınların önüne geçilebilecektir.
• Nötr kopması gibi durumlarda, dengesiz yüklerde meydana gelen faz-nötr arasındaki potansiyel farkın 230V seviyesinden, 400V seviyesine kadar çıkması engellenecektir.
• Bilgisayarlı sistemler genelinde, server vb. cihazlarda elektriğin hiçbir surette anlık olarak kesilmemesi için kullanılan UPS’lerin korunması sağlanacaktır.
Uygulamanın, Devlete ait tüm yatırımlarda ve özel sektörde hayata geçmesinin yaklaşık maliyetinin 1 yıllık cihaz arızası bedelini geçmediği görülüyor. 10 yıl süre ile kullanılabilen bu tedbirlerin, yaşanabilecek yangınları önleme ve iş akışının sürekliliği yanında, yönetmelik ve ilgili düzenlemelerle elektrik hatalarına karşı olası bir can kaybı yada yaralanmalı kaza durumunda, alınacak bu basit tedbirler neticesinde yetkili kişilerin sorumlu tutulamayacağı ve kamu başta olmak üzere kaynaklarımızın verimli kullanılmasına cesile olacağı da açıklığa kavuşturulmuştur.