Yenilenebilir Enerji Teknolojilerinde İnovasyon
15.5.2021
İnovasyon: İnovasyon (yenilikçilik-yenilik) kavram olarak, hem bir süreci (yenilemeyi / yenilenmeyi) hem de bir sonucu (yeniliği) ifade eder. İnovasyon daha çok sıkıntıları giderme konusundan odaklanarak var olan bizi rahatsız eden sorunlara çözüm bulmakta olabilir. İnovasyon bir buluş değildir. Daha çok günümüzde var olan bir ürün, hizmeti ele alıp ürüne yeni etkin özellikler katıp yeniden insanlığın hizmetine sunmaktır. Bu aşamada önemli olan değişen yeni özelliğin etkin olmasıdır.
Bu kavramın enerji sektöründe yeri oldukça fazladır. Son yılarda yenilenebilir enerji sektörü hızla büyümektedir. Bu büyümeye özellikle enerji teknolojileri alanındaki yenilikler ve ar-ge çalışmaları damgasını vurmaktadır. Sadece yenilenebilir enerji alanında ABD'de alınan patent sayısı 2009 yılında 1000'den fazla olmuştur. Bazı araştırmacılara göre 1970-2009 yılları arasında 100'den fazla ülkede enerji teknolojileri alanında 73.000'den fazla patent bulunmaktadır. Bu da sektörde farklı iş fikirleri ve farklı inovasyon örneklerini gözler önüne sermektedir.
Bu veritabanı dünya üzerinde hangi ülkelerin enerji teknolojsinde inovatif çalışmaların nasıl yapıldığını içermektedir. Ayrıca istatistiksel analizlere göre yenilenebilir teknolojilerde dünya üzerinde ar-ge ve patent alanında önceki yıllara göre sürekli artış olduğu gözlenmektedir. Özellikle güneş ve rüzgar enerjisi teknolojisindeki inovatif çalışmalar göze batan bir artış gösterirken, nükleer ve fosil yakıt teknolojisindeki gelişmeler daha mütevazi bir artış göstermektedir. Örneğin 2004-2009 yılları arasında güneş enerjisi için yıllık ortalama büyüme %13 iken, rüzgar enerjisi için bu ortalama %19 oranında artış göstermektedir.
Genel olarak, ABD'de 2009 yılında yenilenebilir enerjide alınan patent sayısı 1.000 'den fazla olmuştur. 1970'li ve 1980'li yıllarda, yaşanan petrol krizlerinin ardından bu alanlarda araştırma yapılması için ayrılan fon miktarı da tatmin edici düzeyde artmış durumda olduğu bilinmektedir. Ayrıca,yenilebilir enerjinin piyasada büyümesi için hükümet sübvansiyonları, teşvikler ve vergi indirimleri daha cazip hale getirildiği bilinmektedir. Özellikle üretim sürecinde yeterince inovatif olmadığı konusunda eleştirilen Çin’de de son birkaç yılda birçok şirket ve mucit tarafından açılan patentlerin sayısı artmış durumda olduğu bilinmektedir. Bu tür yenilikçi teknolojilerin uygulanmasında ar-ge yatırımları oldukça önemli bir yere sahiptir. Örneğin, bilgisayar gibi köklü tüketici potansiyeline sahip teknolojiler için endüstri tarafından uygulamaya geçiş oldukça hızlı olabilmektedir. Fakat daha az köklü ve daha az görünür teknolojiler için bu işlem uzun sürebilmektedir.Enerji sektörüne inovasyon konusundan yararlanarak farklı iş fikirleride ortaya çıkmaktadır.
Örneğin: Malaya Üniversitesi araştırmacıları tarafından geliştirilen akıllı dış mekân LED lambaları, rüzgâr ve güneş enerjisi ile çalışıyor ve hatta sel riski yüksek alanlarda bile kapalı bir ızgara işlevi görebiliyor. Lambalar, titanyum dioksit bir yüzey üzerine UV ışığı üretiyor ve bu da küçük miktarlarda CO2 salınımına neden oluyor. Sivrisineklerin ise insanları veya CO2 yayan herhangi bir objeyi hedef aldığı daha önceden bilinmektedir. Sivrisinekler lambaların yakınına geldikten sonra rüzgâr türbininin fanı devreye giriyor ve sivrisinekleri tuzak ağına doğru çekiliyor.
Malezya’daki dang hastalığı ile mücadele için geliştirilen bu sokak lambası, alt yapı eksikliği olan bölgelere enerji tasarruflu aydınlatma sistemi olarak kolayca kurulabilmektedir.
Akıllı rüzgar türbinleri rüzgarın esiş yönünü hesaplayabiliyor
Rüzgar türbinleri ‘estetik’ görünüşleri ve stabil olmayan enerji üretimleri nedeniyle hak ettiği yeri henüz almış değil. Ancak Enessere’nin yeni akıllı rüzgar türbinleri çevreye duyarlı olarak tasarlanıyor. Yerel rüzgarların yönünü öğrenerek doğru tahminlerde bulunarak enerji üretimini optimum hale getiriyor.