Sinemanın Markalaşmadaki Yeri

7.10.2022 Elektrik Dünyası Dergisi, Sektörden, Trimbox, Sinemanın Markalaşmadaki Yeri

Yurttaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Evren Yurttaş

20.yy’ın başlarından itibaren başlayan sinema sektörü, özellikle son 30 yılda daha önceki toplamından çok daha büyük etki elde etmeye başladı. Elbette bunda küçükte olsa nüfusun da katkısı vardı ama şüphesiz en büyük katkı teknolojik imkanların lojistik imkanları ve pazarlama kabiliyetlerini beraberinde getirmesiydi.

Sektörün en önemli aktörü olan Amerikan sineması ya da Hollywood sineması, prodüksiyon bedellerini büyütebilmek için sponsorluklara, bununla birlikte sponsorluklarda tüm dünyada tercih edilme sebeplerine hızla ulaştılar.

Yani başlangıçta sektörü finanse eden markalar, sonrasında kendini alanında tüm dünyaya servis etme imkanına kavuşmuş oldu.

Günümüzde yiyecek-içecek gibi sürekli tüketilen ve hatırlatılması gereken sektörler dışında en büyük yüz markaya göz attığımızda kendilerinin servis ettiği reklam sayısının neredeyse olmadığını görürüz.

Ama bu elbette kendilerini tanıtmadıkları anlamına gelmiyor. Çünkü hangi büyük bütçeli Hollywood filmini izleseniz, bir yerinde mutlaka en meşhur kahve dükkanında oturulduğunu ya da araçta ilerlerken o kahvenin tüketildiğini görürsünüz.

Kahve dükkanında buluşan kişi, dünyanın en tanınmış simalarından biri olduğu için ya da filmdeki başrol olduğu için, izleyicinin hayatında o kahve dükkanında buluşmak hissettirmeden son derece önemli bir etkiye yol açmaktadır.

Veya en tanınmış bilgisayar markasının filmin en önemli yerlerinden birinde mutlaka başrol tarafından dizüstünde logosu yanarken görünmesi de yine tüketici ya da kullanıcı zihninde rol model oluşturarak, marka oluşumunda sorgulamayı en aza indirerek, ona ulaşma hedefini en yukarıya taşımaktadır.

Günün sonunda hangi ürün/hizmet ya da teknoloji olursa olsun elbette ciddi bir kaliteye sahip olmadığında oluşturacağı etki ters tepecektir ve tanıtımı yapılan şeylerin mutlak kalite olgusu oldukça yüksek varsayımıyla marka olabilecektir.

Bugüne kadar ülkemizden herhangi bir Hollywood filminde senaryo entegrasyonu denilen ve yukarıda örneklerini verdiğimiz tanıtımların yapılamaması, bütçelerin yokluğundan değil, dünya markası olabilme hayallerinin kıtlığı ya da sinemanın etkisinin henüz anlaşılamadığını bize göstermektedir.

Temsil ettiğim iş ve markanın tanıtımı için geçtiğimiz gün önümüze gelen senaryo entegrasyonu fikrini de sizlerle paylaşmak istiyorum: Özel bir ulusal kanalda başlayacak olan bir dizi de trafo patlatılacak, sistemde enerji sağlayabilecek jeneratör, güç kaynakları, güvenlik sistemleri gibi ne kadar teknoloji varsa hepsi zarar görecek ve oraya oldukça rahat operasyon imkanı doğacak…

Bu yaşandıktan sonra ve ciddi zayiat alındıktan sonra yüksek voltaj veya bu tarz benzer bir aşırı gerilim sorununa karşı tedbir yok muydu elektrik sistemlerinde diye araştırma yapılırken; yıldırım ve trafo patlaması dahil koruma imkanı sunan aşırı gerilim sönümleyici ile karşılaşacağız.

Tabi bu senaryo operasyon yapılırken, aşırı gerilim sönümleyicinin koruma kabiliyeti ile operasyonun başarısızlıkla sonuçlanmasını da getirebilir ancak, seyircide oluşturacağı etki açısından, olmadığında neler olabileceğinin işlenmesi daha verimli olarak tercih edildi.

Sinemada senaryoya entegrasyon konusu çok uzun süreçli ve süreklilik gerektiren bir tanıtım materyali olarak düşünülebilir. Ama şüphesiz en etkili ve görünmeye başlandıktan sonra kendiliğinden oluşan bir marka süreci yaşanacağından emin olabilirsiniz.