Ulusal Tasarrufların Ülke Ekonomisi için Önemi

7.12.2020

Bir ekonominin yeni sermaye mallarına yatırımda bulunma ve yaşam standartlarının iyileşmesini ve kapasitesini belirleyen ana faktör tasarrutur. Ulusal tasarruf oranı bir ekonominin yeni sermaye oluşturma kapasitesini belirlediği için makroekonomik açıdan önemli bir ölçüt olarak kabul edilmektedir. Normal şartlarda ülkenin ekonomisinde ne kadar çok belirsizlik varsa, o ülkede yaşayan insanların tüketimleri de azalmakta ve ihtiyati olarak yaptıkları tasarruf oranı da yükselmektedir.

Ülkeler bazında ele alacak olursak; ABD’de ulusal tasarruf oranı yüksek değildir. Bunun ana nedeni ABD’deki yüksek tüketim düzeyidir ki bu da önemli ölçüde Amerikan kültürü ile ilgilidir. Bir diğer nedeni ise bireylerin işlerini kaybetme konusunda yaşamış olduğu düşük risk.

Almanya’da ulusal tasarruflar birçok ülkeye göre istikrarlıdır. II. Dünya Savaşı sonrasında düşük tasarruf oranları hızla yükselmiş ve istikrarlı büyüme oranları tasarruf artışına etki etmiştir. Almanya 1950-1960 arasında GSYH’ ya oranla ortalama %7.9, 1960-1970 arası % 4.6, 1970-1980 arası ise %3.2 büyümüştür. Bahsi geçen dönemlerde yüksek büyümeye etki eden faktörler şöyledir: miras kalan üretim materyalleri, geniş müteşebbis gücü, motive olmuş kalifiye işgücü, üretim verimliliği ve tasarrufların etkin kullanımı.

2002’de ABD’de özel tüketim harcamalarının GSYH’ya oranı %84 iken bu oran Almanya’da %46 olmuştur.

Japonya ise ulusal tasarruf kavramının ağababası konumundadır. Hanehalklarının tasarruf eğilimleri de Japonya özgü özellikler taşımaktadır. Japonların ortalama yaşam süreleri nispeten uzundur ve erken yaşlarda emekli olmaktadırlar. Uzun bir emeklilik süresini finanse etme ihtiyacını duyan Japonlar, çalışırken çok miktarda tasarruf yapma eğilimi gösterirler. Ayrıca araştırmalar, miras tasarrufunun Japonya'da önemli olduğunu göstermektedir. Birçok yaşlı kişi emekliliklerinden sonra çocuklarıyla birlikte yaşamaktadır. İleri yaşlarında alacakları destek ve bakıma karşılık olarak ebeveynler, çocuklarında büyük miktarlarda miras bırakma ihtiyacı hissetmektedir. Ulusal tasarruf fazlalıkları genelde yapılan yatırımlara geri dönüşün en hızlı ve en yüksek miktarlarda olduğu bölgelere kaymaktadır.

Son yıllarda ulusal tasarruf oranlarında en hızlı artış gerçekleştiren ülkelerin başında şüphesiz Çin gelmektedir. Çin’de tasarruf oranındaki artış yatırımlara göre daha yüksek olmuş ve tasarruftaki artışlar ekonomik büyümeyi desteklemiştir. Çin’de yüksek tasarruflarla birlikte cari denge fazla vermiş ve aynı zamanda ekonomik büyüme dünya ülkeleri arasında rekor seviyede olmuştur.

Ulusal tasarruf oranı bir ülkenin en önemli ekonomik gelişme göstergelerinden biridir. Ulusal tasarruf olarak adlandırılan ekonomideki toplam tasarruf miktarı Türkiye'de son yıllarda büyük düşüşler göstermiştir. Bu düşüş yaklaşık 10 puan olmuş ve bunun sebebi hem özel hem de kamu tasarruflarındaki düşüşlerdir.

Ulusal tasarrufları artırmak arzu edilen bir durumdur, ancak artırılması kolay değildir. Ülkelerin ekonomik, siyasal ve toplumsal yapısına göre değişiklik göstermektedir. Tasarruf artışına neden olan en önemli iki belirleyici gelir ve faiz oranlarıdır. Bunlardan başka tasarruf artışına birçok faktör yol açmaktadır: ülkenin siyasal ve ekonomik şartlarındaki belirsizlikler, gelir artışları, faiz oranında meydana gelen değişmeler, tüketici kredilerinde etkin olmayan düzenlemeler, firma yönetimlerinin şirket kazançlarını dağıtma yerine özsermaye olarak şirkette bırakması, geçmişten gelen korkular (ekonomik krizler vb.), nüfusta meydana gelen çarpıcı değişiklikler, yatırımcıların kendi ülkelerine bağlılıklarının azalması sayılabilir.

Tasarruf oranlarının azalmasına etki eden faktörler ise; reel gelirde azalışlar, bütçe açıkları, tüketim artışları, nüfusun azalması, yüksek faiz – düşük kur politikası, yatırımcıların küresel kârlı piyasalara yönelmesi, vergi artışları, işsizlik olarak sayılabilir.

Türkiye’de 1998 yılından bu yana sürekli düşüş eğilimi gösteren ulusal tasarruf düzeyi 2010 yılı itibariyle %12,7 kadar gerilemiştir. Ulusal tasarruf oranının düşme eğilimine neden olan bir dizi faktörler olmakla birlikte tüketim harcamalarındaki artış en önemli neden olarak gösterilmektedir. Yapılan hanehalkı araştırmalarında son yıllarda GSYH’ ya oranla tüketim harcamalarının toplam hanehalkı geliri içerisinde sürekli yükseldiği, bu durumun hanehalkı tasarruflarının ve dolayısıyla ulusal tasarrufların azalmasına önemli ölçüde olumsuz etki ettiği ortaya çıkmıştır. Hanehalkının yükümlülükler/ varlıklar oranı 2004 yılında % 9,5 iken, bu oran 2011 yılında %40,1’e çıkmıştır. Yani hanehalkının borçlanma düzeyi ve yükümlülüğü artmış durumdadır.