Elektrikli Araçlar, %90’a Yakın Enerji Verimliliği Sağlıyor
1.2.2022
Ocak ayının ikinci haftası tüm dünyada Enerji Tasarrufu haftası olarak kutlanıyor. Özellikle İklim değişikliği ile mücadele ve Paris İklim Anlaşması'na Türkiye'nin de dahil olmasıyla konu her alanda gündemde tutulmaya çalışıyor. Türkiye, karbon salınımını 2050'de (0) sıfır emisyona çekmek gibi bir hedef belirledi. Tamamen enerji verimliliği üzerine kurgulanan Elektrikli araçların ise önemi gittikçe artıyor. Bu araçların enerji tasarrufu konusundaki katkılarını Altınbaş Üniversitesi Elektrikli, Otonom ve İnsansız Araçlar Uygulama ve Araştırma Merkezi (AUTONOM) Yöneticileriyle konuştuk.
AUTONOM Merkez Müdürü, Altınbaş Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Makina Mühendisliği Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Süleyman Baştürk, sıfır emisyon hedefi doğrultusunda elektrikli araçların otomotiv sektöründe ve günlük yaşamda daha fazla kullanılır olması için 2018 yılından beri çalışmalar yaptıklarını dile getirdi. “Bu yıl da Elektrikli, Otonom ve İnsansız Araçlar Uygulama ve Araştırma Merkezi’ni kurduk. Burada elektrikli araçlar sektörüne yönelik çözümler üretmekteyiz ve mikro mobilite uygulamaları konusunda çalışmalar yapmaktayız.” dedi. Süleyman Baştürk, yetiştirdikleri öğrenciler ile bu sektöre uygun, donanımlı mühendis altyapısını desteklediklerini ayrıca bu kapsamda TOGG ile görüşmelerinin sürdüğünü dile getirdi.
AUTONOM Merkez Müdür Yardımcısı ve Altınbaş Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Doğu Çağdaş Atilla ise elektrikli araç kullanımının artırılmasının iklim değişikliği ile mücadele kapsamında verimliliği artıran en önemli aşama olduğuna dikkat çekti. Doğu Çağdaş Atilla, “Geleneksel araçların verimlilikleri aracına göre değişmesine rağmen %20 - %40 arasında olmaktadır. Elektrikli araçların motorlarına baktığımızda ise çalışma veriminin %90’ın üzerine çıktığını görüyoruz. Elektrikli motorların net olarak böyle bir üstünlüğü var.” açıklamalarında bulundu.
“Elektrikli motorla çalışan araçlar, İklim değişikliği ile mücadelede 1.aşamada bulunuyor”
Doğu Çağdaş Atilla, “İlk bakışta elektrik motorları için sıfır emisyona sahip denilebilir. Geleneksel araçlardaki içten yanmalı motorların en temizinin bile 100 gr / km emisyon değerine sahip olduğunu görüyoruz. Avrupa Birliği, düşük emisyonu teşvik için 99 gr / km ve altında kalanlardan vergi almıyordu ve Paris İklim Anlaşması ile 2050’de sıfır emisyon hedef olarak belirlendi. Doğu Çağdaş Atilla “Elektrikli araçlarda kullanılan elektrik enerjisinin kaynağı da büyük oranda fosil yakıtlardan elde edildiğinden aslında elektrikli araçların dolaylı olarak sıfır emisyona sahip olmadığını da belirtmek gerekir.” diye ekledi. Buna rağmen yine de elektrik motorlar içten yanmalı motorlara oranla daha verimli olduğuna dikkat çekt. “Fosil yakıtı, kuyudan pompaya ve kuyudan prize olarak ele aldığımızda elektrik motorlu araçlarda verimlilik %23, içten yanmalılarda ise %13’e geliyor.” diyerek kıyaslamasını yaptı. Bu araçlarda kullanılan elektriğin de rüzgâr enerjisi, güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilmesi durumunda, karbon emisyonuna olumsuz etkileri iyice azalmış olacak ve 2050’de 0 emisyon hedefine ancak bu yolla ulaşılabileceğinin altını çizdi. 2030 yılından sonra bütün araç üreten firmaların portföylerine elektrikli araçları dahil edeceklerine belirten Doğu Çağdaş Atilla, teknolojinin çok hızlı geliştiğini ve tahminimizden de kısa sürede içten yanmalı araçların tedavülden kalkacağına dikkat çekti.
“Araçların tüketim maliyeti pahalı. Devlet, kullanımı teşvik etmeli”
Elektrikli araç kullanımının yaygınlaştırılması için de tavsiyelerde bulunan Süleyman Baştürk ise, bu araçlarda kullanılan bataryanın pahalı bir ürün olduğunu dile getirdi. Batarya teknolojisi geliştikçe maliyetlerin daha makul seviyelere geleceğini öngördüklerini belirtti. Ancak burada kritik noktanın devlet teşviki olduğunu söyledi. Süleyman Baştürk, bu araçların kullanımının teşvik kapsamına dahil edilmesinin çok önemli olduğunu ifade ederek sessiz çalışan elektrikli araçların yaygınlaşması ile hem en büyük şikayetlerimizden biri olan şehir gürültüsünün azalacağını hem de enerji verimliliğinin artacağını vurguladı. Süleyman Baştürk, “İklim değişikliği ile mücadele ve Yeşil Enerji protokolleri kapsamında bu konu her aşamada gündemde tutulmalı” dedi. Avrupa Birliği’nin artık sadece binek araç değil toplu taşımada da elektrik motorlu araçlara geçmek için AR-GE projelerini desteklediğini dile getirdi. Elektrikli metrobüs olarak da tanımlanabilecek e-BRT (Electric Bus Rapid Transit) gibi projelere UFUK2020 kapsamında çok büyük kaynaklar aktardıklarını vurguladı. “Bu çalışmalara dahil olmak için bizim de girişimlerimiz var.” bilgisini verdi.
“Mikro mobilite önem kazanacak”
Doğu Çağdaş Atilla ise, AB’nin son zamanlarda scooter, elektrikli bisiklet gibi mikro mobilite araçlarını geliştirdiğini ve kullanımını teşvik ettiğini işaret ederek, “Bunlar toplu taşıma hatlarına ulaşımı sağlayan düşük enerji harcayan araçlar. Tüm bu ekosistemi geliştirmek için yasal desteklerin yansıra büyük fonlar da sağlıyorlar. Türkiye’de de mikro mobilite çözümü olarak son zamanlarda oldukça ilgi gören scooterlar için Nisan 2021’de “Elektirkli Skuter Yönetmeliği” yayımlandı. Bu araçları kullanarak toplu taşıma hatlarına emisyon salınımı olmadan ulaşımın sağlanması ve toplu taşıma kullanımının kolaylaştırılması hedefleniyor. Örneğin Avcılarda metrobüs duraklarına ara sokaklardan ulaşmak isteyenler minibüs yerine scooter kullanarak karbon salınımının azaltılmasına yardımcı olacaktır.” açıklamalarında bulundur.