Türkiye'de Seçim Ekonomisi: Geçmişten Günümüze

16.5.2024

Türkiye'de seçim dönemleri, politikacıların halkın desteğini kazanmak için ekonomik politikaları sıkça kullandığı bir zaman dilimidir. Bu politikalar genellikle kısa vadeli ve popülist nitelikte olup, seçmenlerin ekonomik beklentilerini karşılamayı amaçlar.

Kamu Harcamalarındaki Artışlar: Seçim dönemlerinde hükümetler, altyapı projeleri, sağlık, eğitim ve sosyal hizmetler gibi alanlara yoğunlaşarak kamu harcamalarını artırırlar. Bu, istihdamı artırma ve halkın refahını yükseltme amacını taşır. Örneğin, geçmiş seçim dönemlerinde yolların, köprülerin veya hastanelerin yapımı gibi büyük altyapı projeleri sıkça gündeme gelmiştir.

Vergi İndirimleri ve Teşvikler: Hükümetler, seçim dönemlerinde vergi indirimleri veya teşvikler gibi ekonomik önlemler alarak işletmelerin ve bireylerin gelirini artırmayı hedeflerler. Bu politika aracıyla, seçmenlerin cebinde daha fazla para kalmasının sağlanması ve tüketimin artırılması amaçlanır. Örneğin, gelir vergisi indirimleri veya KDV gibi vergilerde geçici indirimler uygulanabilir.

Sosyal Yardımların Genişletilmesi: Seçim dönemlerinde hükümetler, sosyal yardımları artırarak yoksul kesimlere ve dezavantajlı gruplara destek sağlamayı vurgularlar. Bu politika aracıyla, halkın ekonomik refahının artırılması ve seçmenlerin desteğinin kazanılması amaçlanır. Örneğin, emeklilere yönelik ek ödemeler veya düşük gelirli ailelere yönelik nakdi yardımlar gibi programlar genişletilebilir.

Örnekler ve Geçmiş Seçimler

2002 Seçimleri: Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) ilk iktidarını kazandığı seçimlerde, ekonomik istikrar ve reform vaatleri öne çıktı. AKP'nin iktidara gelmesiyle birlikte yapısal reformlar ve ekonomik büyümeyi teşvik eden politikalar öne çıktı.

2018 Seçimleri: Türkiye'de ekonomik sıkıntıların yaşandığı bir dönemde gerçekleşen seçimlerde, hükümet, ekonomiyi canlandırmak ve seçmenlerin desteğini sağlamak için vergi indirimleri ve sosyal yardımları artırmak gibi politikalar uyguladı.

Türkiye'de seçim ekonomisi politikaları, hükümetlerin seçim dönemlerinde popülerlik kazanmak ve iktidarlarını güçlendirmek için kullandığı yaygın bir stratejidir. Ancak, bu politikaların uzun vadeli ekonomik istikrar-istikrarsızlık üzerine etkileri önemli bir konudur.

Bugünün Seçim Ekonomisi ve Olası Etkileri

Bu politikaların Türkiye ekonomisine potansiyel etkilerinden bazıları:

Kısa Vadeli Ekonomik Büyüme: Seçim dönemlerinde genellikle kamu harcamalarında artışlar ve vergi indirimleri gibi teşvikler sağlanır. Bu politikalar kısa vadeli ekonomik büyümeyi artırabilir, çünkü artan harcamalar ve tüketim, ekonomik aktiviteyi canlandırabilir.

Enflasyon Baskısı: Artan kamu harcamaları ve talep, zaten uzun süredir baskılanamayan enflasyonu tamamen rayından çıkartabilir. Türkiye gibi enflasyona hassas ekonomilerde, seçim dönemlerindeki harcamalar enflasyonu her daim arttırır ve fiyat istikrarını kaybettirir.

Döviz Kuru ve Dış Ticaret Dengesi: Bu politikalar, genellikle döviz talebinde artışa ve döviz kuru üzerinde baskılara yol açar. Eminim bir çoğunuz Mart’ın son haftasında döviz bürolarında ki yoğunluğu fark etmişsinizdir. Ayrıca, artan talep ithalatı artırabilir ve dış ticaret dengesini olumsuz etkileyebilir. Bu da cari açığın artmasına sebep olur.

Mali Disiplinin Zayıflaması: Seçim dönemlerindeki artan harcamalar ve vergi indirimleri, bütçe açığının genişlemesine ve mali disiplinin zayıflamasına yol açabilir. Mehmet Şimşek yönetimi her ne kadar bu durumun önüne geçmeye çalışsa da, şimdilik mali disiplini istediği seviyeye getirememiş görünüyor. Mali disiplini sağlamak için Şimşek yönetiminin klavuz edindiği ve birçok yabancı kuruluşun da takdir ettiği politikaları, muhtemelen seçimin hemen sonrasında 2-3 vites birden artmış halini göreceğiz. Yaklaşık 2 aydır seçim ekonomisi uygulandığı için, ekonomi yönetimi uzun vadeli mali istikrarın sağlanabilmesi adına buna mecbur kalacaktır.

Yatırım Belirsizliği: Seçim dönemlerinde politik belirsizlik artar ve bu da yatırımcıların risk algısını bozabilir. Her ne kadar sandığa bir genel seçim için gitmeyecek olsak bile, İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinin seçmen nezdinde bir genel seçim havası oluşturduğunu söyleyebiliriz.

Yatırımcılar, belirsizlik nedeniyle uzun vadeli yatırımlardan kaçınabilir veya beklemeye geçebilirler.

Her koşulda seçim ekonomisi politikalarının dikkatli bir şekilde uygulanması ve ekonomik istikrarın(mali disiplin, fiyat istikrarı, enflasyon…) birinci öncelik olması gerekir.