Acil Aydınlatma: Tek Tip Bir Sistemin Her İhtiyaca Uygun Olduğu Düşünülemez
15.8.2021
Acil aydınlatma, bina sahiplerinin ve tesis yöneticilerinin ilgilenmek zorunda olduğu en karmaşık konulardan bir tanesidir. Teknik şartname, yerleşim, bakım ve düzenleme ile ilgili olarak dikkate alınması gereken pek çok faktör vardır. Etkili bir acil durum aydınlatma çözümü krizlerde kritik bir rol oynar, ancak sektördeki pek çok kişi hala temel prensipleri görmezden gelmeye devam etmektedir. Tasarım sürecinin herhangi bir noktasında alınan yanlış bir karar, acil durumlarda bina sakinlerinin hayatlarını riske atmak anlamına gelebilmektedir.
Her binanın kendine özgü gereksinimleri ve acil durum aydınlatmasının doğru yapılmasının önemi göz önüne alındığında, bina sahiplerinin ve tesis yöneticilerinin acil durum aydınlatmasını tasarlarken dikkate almaları gereken faktörler şunlardır.
Binanın Kullanıcı Profili
Binada bulunan kişiler hakkında alınması gereken kararlar vardır. Öğrenci yurtları gibi bazı binalarda benzer bir kullanıcı kitlesi bulunurken, diğer binalarda kullanıcı profili daha değişkendir. Yaş, sağlık, yaşam tarzı ve bulunulan binayı tanıma, en iyi acil aydınlatma çözümünü belirlemede kilit rol oynayan tasarım hususlarıdır.
Aydınlatma sistemlerinin yerleşimi veya yüksek aydınlatma gibi faktörler, farklı demografik yapılarda önem taşır. Örneğin, merdiven gibi tehlikeli olabilecek alanlar söz konusu olduğunda, görme yeteneği yeteri kadar güçlü olmayan yaşlı bireyler ayrıca düşünülerek daha yüksek ve daha homojen bir aydınlatmaya ihtiyaç duyulabilir. Fiziksel ve bilişsel bozukluk yaşayan bireylerin veya (normal şartlarda sıklıkla bir araya gelecek olan) öğrencilerin kaldığı binalar düşünüldüğünde, daha karmaşık tahliye süreçlerini desteklemek adına yüksek armatürler kullanılmalıdır.
İnsanların düzenli olarak ziyaret etmediği hastaneler, tiyatrolar veya diğer kamu binaları söz konusu olduğunda, acil bir durumda panik yaşanabilir veya aceleyle dışarı çıkmak isteyen kişiler zarar görebilir. Bireylerin binayı iyi tanımaması, tahliye süresinin uzamasına neden olabilir. Bu durumda, yalnızca bir kriz patlak verdiğinde değil; kaçış yollarının ve çıkışların her zaman açık bir şekilde aydınlatılmasını sağlamak adına da sürekli (her zaman açık) acil aydınlatma gerekebilir. Acil aydınlatma, örneğin terör tehditleri nedeniyle gerçekleşen tahliyeler gibi, tahliyenin elektrik kesintisi olmadan güvenli bir şekilde gerçekleşmesini sağlamak konusunda kritik bir öneme sahiptir.
Binanın Tipi ve Kullanım Amacı
Acil aydınlatma sisteminin tasarımında, düşük görme mesafesinin binanın tahliyesini ne kadar etkileyebileceği düşünülmelidir. Bir görevin – elektrik kesildiğinde derhal durdurulamayan riskli ve tehlikeli alanlardaki ekipman - ne kadar kolay ve güvenli bir şekilde durdurulabileceğini ve bunun en uygun acil durum aydınlatma yaklaşımını nasıl etkilediğini tanımlayan üç risk seviyesi bulunmaktadır:
•Düşük risk teşkil eden görevler: Bu görevler, genel olarak ofislerde, perakende satış ve hizmet sektöründe gerçekleştirilir ve aydınlatmanın çok düşük seviyelere düşürülmesi durumunda (göreve bağlı olarak genellikle 300-500 ila 0.5Lux) güvenli bir şekilde durdurulabilir. Bu görevlerde, kaçış yolu aydınlatması ve açık alan (anti-panik) aydınlatması kullanılabilir.
•Yüksek risk teşkil eden görevler: Depolar, kafeler ve yüzme havuzlarındaki faaliyetler, kontrol paneli vasıtasıyla her zaman güvenli bir şekilde durdurulabilir. Görevleri güvenli bir şekilde durdurup, binayı tahliye etmek için kontrol panelinin aydınlatılması gerekmektedir.
•Yüksek riskli (+) ortamlar: Görevlerin hemen durdurulamadığı veya durdurulmasının uzun zaman aldığı tiyatrolar ve havaalanı kontrol kuleleri bu ortamlara örnek olarak verilebilir. Bu ortamlarda her yer tamamen aydınlatılmalıdır.
Binanın Ölçeği ve Yapısı
Binanın ölçeği ve yapısı (karmaşıklığı) tahliye sürecini zorlaştırabilir. Yüksek binalarda, bu binaların doğası gereği tehlikeli görevler olmamasına rağmen, güvenli bir tahliye için yeterli zaman sağlamak adına daha uzun süreler gerekli olabilir. Çoğu uygulamada tamamen kapalı merdivenler veya binayı terk eden insanların yorgunluğu gibi etkenler, daha yüksek aydınlatma seviyelerini düşünmek için bir neden olabilir.
Eski binalarda yeterli sayıda kaçış yolu olmayabilir veya yollar (yeni bina yönetmeliklerine göre) çok dar olabilir. Yanıcı inşaat malzemelerinin kullanılmış olması da mümkündür (Londra’daki Grenfell felaketinde olduğu gibi). Bu riskleri azaltmak adına, paniği azaltmak ve binada bulunan herkesin güvenli çıkışını sağlamak için daha uzun süre daha yüksek aydınlatma seviyelerine ihtiyaç duyulabilir. Adaptif tahliye işaretleri ve teknikleri, binada bulunan kişileri güvenli çıkışlara yönlendirmek ve ayrıca kaçış yolunu kullanan insanların akışını kontrol etmek için kullanılabilir.
Yaşam Döngüsü Maliyetleri
Yaşam döngüsü toplam sahip olma maliyeti (TCO), herhangi bir bina sahibi veya acil durum aydınlatma sistemi kuran operatör için gerçek bir fark yaratabilir. Diğer tüm ticari yatırımlar gibi, sistemin başlangıçta tasarım ve sermaye maliyetinin (CAPEX) ne kadar olacağı ile kullanım ömrü boyunca mevcut olan işletim maliyetleri (OPEX) arasında bir denge söz konusudur. Bununla birlikte, herhangi bir acil durum aydınlatma tasarımında güvenlik her zaman ön planda olmalıdır.
Maliyetler değişse de, örneğin manuel olarak test edilen bağımsız bir acil aydınlatma sistemi, ilk harcamayı önemli ölçüde azaltacak; ancak yine de on yıl süresince merkezi olarak izlenen (otomatik test) merkezi batarya sisteminin veya kendinden bataryalı bir sistemin iki katından daha fazla maliyetli olacaktır. Hem merkezi batarya sistemine hem de otomatik test çözümlerine sahip bağımsız sistemler, daha yüksek bir CAPEX harcaması gerektirir; ancak o sırada büyük ölçüde benzer bir toplam sahip olma maliyeti ortaya çıkar.
Bakım ve Hizmetler
Bir acil aydınlatma sistemini test etmek son derece önemli olmakla birlikte; bu testler, binaların güvenli bir şekilde tahliye edebilmelerini ve düzenleyici standartları karşılamasını sağlamak için yeterli bir bakım programını kapsamaz. Arızalı ekipmanın hızlı bir şekilde onarılabilmesi veya değiştirilebilmesi ve ihtiyaç duyulan yeni ürün veya komponentlerin gerekli performansı sağlaması ve tüm yönetmelikleri karşılaması için sağlam süreçler yürürlükte olmalıdır.
Bazı bina sahipleri test ve bakım sorumluluklarını üstlenmeyi ve basit bir onarımı veya değiştirme işlemini kendileri yapmayı seçebilir. Ancak bu kişilerin çoğu, özellikle daha büyük sistemler söz konusu olduğunda, acil aydınlatma sistemleri tedarikçileriyle yıllık bir hizmet sözleşmesi yapmayı seçecektir. Bu seçim, eğitimli mühendislerin test ve bakım süreçlerini ayrıntılı bir şekilde yönetmesini ve OEM komponentlerini kullanarak tüm onarımları yüksek uyumluluk standartlarına göre düzenlemesini sağlar.
Tesis yöneticileri, acil aydınlatma sistemlerini yönettikleri binaya ve aynı zamanda herhangi bir zamanda bina sakinlerine uygun olarak sınıflandırmak için tüm bu faktörleri göz önünde bulundurmalı ve bunların etkinliğinden emin olmalıdır.