Emin Armağan Şakar: '2021’de Yüzde 15 Büyüme Öngörüyoruz'

30.8.2021 Elektrik Dünyası Dergisi, Röportaj, Elektra Elektronik, Emin Armağan Şakar, Emin Armağan Şakar: ‘2021’de Yüzde 15 Büyüme Öngörüyoruz’

41 yıllık köklü geçmişi ile elektronik alanında öncü ürünler ve çözümler sunan, üretimini gerçekleştirdikleri ürünleri dünyanın 60'dan fazla ülkesine ihraç eden Elektra Elektronik'in Genel Müdürü Emin Armağan Şakar ile üretimlerini ve sektörü konuştuk.

Firmanız ticari faaliyetlerine ne zaman ve nasıl başladı? Faaliyet konunuz ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Elektra Elektronik olarak, 41 yıllık köklü bir geçmişle elektronik alanında öncü ürünler ve çözümler sunuyoruz. Atılım yılı ilan ettiğimiz 2019’da ciddi bir yatırım ile fabrika kapasitemizi iki katına çıkararak 10 bin metrekare kapalı alana ulaştırdık. Sektörde yola çıkarken üç temel hedefimiz vardı; iç pazarda kalıcı bir yer edinmek, ardından yurt dışı pazarlara açılmak ve global arenada da alanımızda tercih edilen firma olmak. Tüm bunları yaparken iş yapış biçimimiz, kalitemiz ve teknolojilerimizle sektörümüze öncülük etmeyi amaçladık. Bugün tüm bu hedeflerimize ulaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Vardığımız noktada bugün üretim kapasitemiz, çalışan sayımız ve ihracat oranımız açısından Türkiye’de alçak gerilim trafo ile reaktör sektörünün lider firması konumundayız.

Ürün yelpazenizde ne tür ürünler var ve bu ürünler daha çok nerelerde kullanılıyor?

Bilgi birikimimizi yeni nesil teknoloji ile birleştirerek transformatör, reaktör, sargılı elemanlar, enerji kalitesi ve güç elektroniği çözümlerimizle Türkiye’de ve dünya genelinde inşaat, raylı sistemler, elektrik, elektronik, otomasyon, robotik, demir çelik, makine, vinç sanayi, asansör, aydınlatma, sağlık, savunma sanayii ve denizcilik başta olmak üzere pek çok farklı sektörün önde gelen projelerinde enerji kalitesi için hizmet sağlıyoruz.

Elektra Elektronik olarak ürettiğimiz transformatörler ile raylı sistemler alanındaki projelere yüksek katma değerli çözümler sunuyoruz. Raylı sistem transformatör ürün gruplarımız arasında; izolasyon transformatörleri, şebeke ve katener izolasyon trafoları ile teknik bina yükseltici ve indirici trafoları bulunuyor.  CE işaretli ve Avrupa standartlarına uygun bir şekilde üretilen trafolarımız Türk mühendisler tarafından tasarlanarak ülkemizde üretiliyor, Türkiye’deki ve dünyadaki projelerde kullanılıyor. Ülkemizde gerçekleştirdiğimiz demiryolu referans projelerimiz arasında; Konya-Ankara yüksek hızlı tren hattı, IKZ (Irmak-Karabük-Zonguldak) hattı, İZMİR (Selçuk-Çamlık) hattı, EKB (Eskişehir-Kütahya-Balıkesir) hattı, SAKA (Samsun-Kalın) hattı, BAME (Bandırma-Balıkesir-Menemen) hattı, GSM-R (Kayseri-Sivas-Çetinkaya) hattı, BAŞKENT RAY hattı, Ankara Kuzey Sincan hattı ile Ankara yüksek hızlı tren bakım merkezi ve Trakya (Edirne-Uzunköprü Tekirdağ-Pehlivanköy) istasyonları yer alıyor. Düşük kayıp, yüksek verim, maksimum izolasyon seviyesi, sessiz çalışma ve neme karşı dayanım başta olmak üzere pek çok özelliğiyle öne çıkan transformatörlerimiz hızlı tren konusunda dünyaya referans olan Çin’de de yoğun olarak tercih ediliyor.

Üretimini gerçekleştirdiğimiz medikal transformatörlerimizle her dönemde olduğu gibi pandemi döneminde de sağlık sektörüne destek olmaya devam ediyoruz. Medikal transformatörlerimiz hastanelerin ameliyathaneleri ve operasyon odalarında hastaların durumunu takip eden elektronik cihazlarda ve elektrik şebekesinde oluşabilecek kaçak akım arızalarına engel olarak, hastaların ve sağlık görevlilerinin sağlığının riske atılmasının önüne geçiyor. Koronavirüs önlemleri kapsamında İstanbul Yeşilköy’de inşa edilen Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesi’nin yanı sıra Türkiye genelinde yaklaşık 130 farklı hastane ve klinikte, tıbbı izolasyon güç paneli ve ameliyathane kontrol paneli sistemlerine yönelik özel çözümler sunuyoruz. Medikal transformatörlerimizi iç pazarın yanı sıra İngiltere, Fransa, Çek Cumhuriyeti, Ürdün ve Kolombiya’ya ihraç ediyoruz. Bir süredir hedef pazarlarımız arasında yer alan Danimarka ve Hollanda enerji kalitesi ile ilgili elektronik ürün tedariğini İtalya’dan sağlıyordu. Pandemi nedeniyle İtalya’da yaşanan üretim gecikmelerinin etkisiyle Danimarka ve Hollanda’ya biz destek olduk ve bu da yeni ilişkiler geliştirmemizi sağladı. Yanı sıra pandemide tüm dünyada yeni hastaneler inşa edildi. Bu noktada sağlık sektörüne yönelik ihracatımıza yeni ülkeleri eklemek için çalışmalarımız devam ediyor.

Üretim tesisleriniz ve çalışanlarınızla ilgili neler söylemek istersiniz?

İstanbul’da 10 bin metrekarelik kapalı alanda üretim tesisimiz bulunuyor. Yönetim anlayışımızın temelini ise “önce insan” felsefesi üzerine kurduk. Üretim hattında sarım yapan çalışanlarımızdan depodaki görevlilerimize, proje müdürlerimizden satış direktörümüze kadar pek çok farklı pozisyonda 20 yılı aşkın süredir bünyemizde görev alan çalışanlarımız var.

Elektra Elektronik olarak kadın istihdamına büyük önem veriyoruz. 130 kişilik ekibimizin yarısını kadın çalışanlarımız oluşturuyor. Alanında uzman, doktora ve yüksek lisans eğitim seviyesine sahip mühendis kadromuz ile sunduğumuz çözümlerin mühendisliğini, tasarımını ve üretimini tamamen kendi insan kaynaklarımızla gerçekleştiriyoruz. Ekibimizin sürekli gelişimi ve kariyer hedeflerine ulaşması için yatırımlarımızı sürdürüyoruz. 

Pandemi sürecinde insan sağlını korumanın ve iş güvenliğini sağlamanın önemini bir kez daha anladık. Bu noktada şirketimiz için bir yandan her şeyin otomatize edildiği yeni dünya düzeninde dijital dönüşüme adaptasyonumuzu artırırken bir yandan da istihdam sağlayarak büyümek öncelikli hedefimiz olmaya devam edecek.

Firmanız Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarına bütçe ayırıyor mu? AR-GE çalışmalarınız ne durumda?

Kurulduğumuz günden bu yana Ar-Ge’ye büyük önem veriyoruz. 2019’da Ar-Ge yatırımlarımızı daha da artırdık ve 2020’de bunun neticelerini alarak TÜBİTAK’a sunduğumuz projelerden onay aldık. Bu yıl da ciromuzun yüzde 5’ini Ar-Ge yatırımlarımıza ayırdık. Sürekli gelişim anlayışımız doğrultusunda tüm ürünlerimizde geliştirme çalışmalarına devam ediyoruz. Harmonik çözümlerimiz arasında yer alan, Türkiye’de ilk ve tek üreticisi olduğumuz, sanayicilerin enerji kalitesi sorunlarına son veren yüksek teknoloji ürünümüz DynamiX Aktif Harmonik Filtremizi bu yıl daha da geliştirerek dünya çapında bir ürün haline getirmeyi planlıyoruz. Bu kapsamda ürünümüze haberleşme sistemini entegre ederek ürünümüzü buluttan takip etmek ve yazılımsal özelliklerini geliştirmek istiyoruz. Yüksek teknolojili bu ürünümüz, endüstride ve ticari tesislerde elektriksel kirlilik anlamına gelen harmoniklerin ve yüksek nötr toprak gerilimi kaynaklı enerji kalitesi problemlerinin önüne geçiyor. İş kayıplarını ve üretim verimsizliklerini ortadan kaldırmayı hedefleyen DynamiX ile dünya çapında sektördeki en yüksek performansa sahip aktif harmonik filtreleri üreten şirketlerden biri olarak konumlanıyoruz.

İhracatınız var mı?  Varsa ağırlıklı olarak hangi ülkelere ediyorsunuz?

Dünya genelinde sanayinin farklı kollarına enerji kalitesi alanında ileri teknoloji çözümler sunuyoruz. Türkiye’nin yanı sıra Almanya’da Elektra GmBH şirketimiz, Çin ve Amerika’da ise satış ofislerimiz bulunuyor. İhracat toplam ciromuzun yüzde 50’sini oluşturuyor. Başta Çin, İspanya, Almanya, Fransa, Yeni Zelanda ülkeleri olmak üzere Afrika, Ortadoğu ve Güney Amerika bölgeleri ile birlikte toplamda 6 kıtada 60’a yakın ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz.

Firmanızın kısa ve uzun vadedeki hedefleriyle ilgili neler söylemek istersiniz?

Pandemiye rağmen geçtiğimiz yıl üretim ve ihracatımızın devamı için yoğun bir şekilde çalıştık ve ciromuzda döviz bazlı yüzde 8 büyüme gösterdik. Son yıllarda ağırlık verdiğimiz dijitalleşme ve Ar-Ge yatırımlarımızın etkisiyle 2021’de yüzde 15 büyüme öngörüyoruz. Dijitalleşme yatırımlarımızın sonucu olarak bu yıl da üretim, depo takibi ve diğer bütün iş süreçlerimizi buluttan takip etmeyi planlıyoruz. Ayrıca yurt dışında yeni pazarlar ile büyüme hedefine odaklandık. Hedefimiz ihracat yaptığımız ülke sayısını artırarak ihracat hacmimizi yüzde 10 oranında büyütmek. Bu doğrultuda potansiyeline inandığımız ülkelerle ilgili yatırım ve pazarlama araştırmalarımız devam ediyor.

İhracatta geçtiğimiz yıl Güney Amerika'ya odaklanmıştık, bu sayede Kostarika ve Guatemala'ya satış yaptık. Güney Amerika’yı bu yıl da odağımıza aldık, bu bölgede yeni ülkelere ulaşarak etkinliğimizi artırmayı hedefliyoruz. Yakın zamanda denizcilik sektörü ihracatımızdan aldığımız payı da artırmak istiyoruz. Bu alanda başarılı çalışmalarımız var. Örneğin, dünyanın en büyük gemi malzemeleri tedarikçisi olan Norveç'teki bir firmaya çok kısa sürede transformatör üretip sattık ve çok olumlu geri dönüşler aldık.

Yenilenen ve büyüyen fabrikamızda daha güçlü Ar-Ge çalışmaları ile yeni nesil elektronik ürünler üretmeyi, test ve ölçüm faaliyetlerini kendi bünyemize almayı planlıyoruz. Tüm bu yatırımlarımızın ve iş planlarımızın odağında her zaman önce insan yer almaya devam edecek.

Firmanızın kalite politikası ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Elektra Elektronik olarak tüm ürünlerimiz ve üretim bandımız gerek iç gerekse bağımsız dış denetimlere tabi. Bu sayede sürekli artmakta olan güvenlik ve kalite gereksinimlerini karşılıyor ve ürünlerimizin güncel dünya standartlarına uyumluluğunu sağlıyoruz. Genişleyen dünya pazarına aynı kalite ve güvenlik prensibi ile ürünler sunmak hedefiyle mevcut sertifikalarımıza ek olarak yeni sertifikalar da alıyoruz. Bu kapsamda 2012 yılında geniş sertifika ağımıza IRIS’i ekleyerek Türkiye'de bu sertifikaya sahip olan beşinci şirket konumuna geldik. Amerika’ya ihracatı mümkün kılan UL sertifikası ile ülkemizde reaktör ürün grubu için bu sertifikaya sahip ilk ve tek marka konumundayız.

Sektörünüzü yakından bilen biri olarak bize sektörünüzün gelişimi ile ilgili neler söylemek ister siniz? Sektörünüzle ilgili ülkemizin dünya pazarındaki yeri neresi öğrenebilir miyiz?

Ülkemiz dünya trafo sektöründe ciddi bir potansiyele sahip. Pandemi sürecinde Avrupa’nın alternatif üretici arayışında Türkiye, bu alandaki gücünü bir kez daha gösterdi. Bu bakımdan ülkemizin trafo ihracatında önemli bir payı bulunuyor. Aralarında Türkiye’nin de olduğu gelişmekte olan ülkelerin yatırım süreçleri devam ettikçe trafo alt yapı yatırımları da sürecek. Trafo endüstrisi işçilik ağırlıklı bir üretim alanı olduğu için ülkemizde üretilen ürünlerle fiyat avantajı yaratabiliyoruz.

Trafo sektörünün gelişmesinde yeni nesil nüve malzemelerinin ortaya çıkması en önemli etkenlerden biri oldu. Bu sayede daha yüksek frekanslardaki kayıplar azaldı. Daha büyük trafolar için verim sınırlaması getirildi, üreticiler tasarımlarını gözden geçirdi ve gerekiyorsa malzeme değişikliğine gitti. Son yıllarda olumlu piyasa şartları ve teknoloji gelişmeleri ile enerji sistemlerinin dijitalleşme hızı artıyor. Arz ve talep daha dinamik ve belirsiz hale gelirken nitelikleri değişerek; daha hızlı farkındalık, analiz ve kontrol gerektiriyor. Öte yandan, elektrik sayacının her iki tarafındaki teknolojik gelişmeler yeni dijital teknolojileri beraberinde getirerek sürekli gelişen şebeke otomasyon sistemlerine entegre edilmesini mümkün kılıyor.

Son olarak kendi sektörünüzle ilgili yaşadığınız sorunlar neler ve bu sorunların çözümü noktasında önerileriniz nedir öğrenebilir miyiz?

Dünyada elektrik-elektronik sektörü hızla büyüyen bir yapıya sahip. Yatırımlarını bu sektöre yönlendiren ülkelerin gelişmişlik düzeyinde artışlar da görülüyor. Türkiye’nin toplam ihracat oranının yüzde 7’sini oluşturan elektrik elektronik sektörü, özellikle son yıllarda hızla gelişmiş, rekabet gücü kazanmış ve ihracatını en hızlı artıran sektörler arasında yer almayı başarmış durumda. Yapılan Ar-Ge yatırımları ile Türk elektrik elektronik sektörünün bugün kendi tasarım ve teknolojilerini geliştirecek güce ulaştığını söyleyebiliriz. Sektörün gelişen teknolojilere uyum sağlayarak kendini sürekli geliştiriyor olması sektördeki parlak geleceğe dikkat çekiyor. 

Elektrik-elektronik sektörünü diğer sektörler karşısında bu kadar önemli kılan temel unsur ise diğer sektörlerde giderek artan bir uygulama alanı bulması. Ancak sektörümüzün “teknoloji transferi yapan” karakterinden arınarak “teknolojiyi üreten” konuma ulaşması gerektiğini düşünüyorum. Bu kapsamda sektörümüzün rekabet gücü yüksek, katma değeri ve karlılığı olan ileri teknolojilerin üretildiği bir yapıya dönüşmesi büyük önem taşıyor.